news

28 Ağustos 2007 Salı

Yiğit Bulut'la Finans Analiz (27.08.2007) İşte çocuklarınızın geleceği...

Çalışın, uğraşın, aslanlar gibi “elinizden geleni ardınıza koymayın...” Bakmak zorunda olduğunuz, sırtınızda taşımak zorunda kaldığınız kesimlere hizmetiniz aksamasın...

Kimler mi bunlar? Gerçekten boş verin; kaza yapan mankenle, “111. sevgilisinden” ayrılan şarkıcıyla, sübyancı “oyuncuyla” veya büyük basına sızıp her gün magazin olmak için ona buna sataşan “eski dinci, yeni liboş” isimler ile uğraşın...

Onlar da yetmezse “futbol ile ilgilenin.” Yarısı “yerli olmayan” futbol takımınızın “sizin hayat boyu göremeyeceğiniz parayı” mankenler ile bir gecede yiyen adamlarının, topu hangi fileye soktuğuna takılın, bağırın, sinirlenin...

Bunlar da az diyorsanız; “sistemin içinde birbirinden farkı olmayan” partileri tutun, onlar için kavga edin, fanatik olun, sizi kurtaracaklarına inanın hatta fazlasını yapın...

Bütün bunları yapın ama bir gün olur da vakit bulursanız ve özellikle aklınıza “biz nereye gidiyoruz” sorusu takılırsa; bir zahmet bir de aşağıdaki verilere bir göz atın...

*Türkiye 1980-2006 sonu arasında 1 trilyon 800 milyar dolardan fazla bir kaynak elde etti. Bu kaynağın 1.2 trilyon dolardan fazlası iç ve dış borçlanma ile elde edildi.

*1980-2007 ikinci ay arasında vergiden elde edilen kaynaklar, borçlanma ile elde edilen kaynakların yarısından az olarak gerçekleşti.

*Paranın sistem dışında toplanması ve vergi toplayamamamızın sonucu ağır oldu ve yapılan borçlanmaya karşı son 27 yıl içinde 400 milyar dolardan fazla, sadece faiz ödedik.

*Ödediğimiz iç borç faizi, dış borç için ödediğimiz toplam faizin dört ila beş katı olarak gerçekleşti. Her dalgalanma içerideki borcu katlarken, dalgalanmalarda elinde iç borç senedi bulunduran binde 1’in altında gerçek ve tüzel kişi inanılmaz gelirler elde etti.

*400 milyar faiz ödediğimiz dönemde sadece 80-100 milyar dolar arası değişen bir yatırım yaparken, 250 milyar dolara yakın da bir personel giderimiz oldu. Bu noktada ortaya çıkan çarpıcı veri, personel giderimiz ile yatırım yaptığımız tutarın toplamı ödediğimiz faiz kadar olamadı.

*Yatırım harcamalarımız son 27 yılda iki buçuk-üç kat arasında bir artış gösterirken, iç borç faiz ödemelerimiz 75’ten, dış borç faiz ödemelerimiz ise 19 kattan fazla arttı. İç ve dış borçlara ödediğimiz faizdeki artış oranı ilk başladığı noktaya göre ortalama 50 kattan fazla bir artış gösterdi.

*Son beş yıl içinde faiz rekoru 2004 yılına ait. 150 katrilyonluk 2004 yılı konsolide bütçesinin 66 katrilyonu faiz ödemesine ayrıldı. Bugün gördüğümüz kur ile hesapladığımızda basit faizini dahi koymadan ödediğimiz miktar tam olarak 52 milyar dolar. 52 milyarı 52 haftaya bölersek bulduğumuz sonuç, haftada 1 milyar dolar, günde 166 milyon dolar.

*1999-2007 başı arasında ödediğimiz faiz haftalık 700 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında değişti ve 2004 yılında 1 milyar doları dahi geçerek tepe noktasına ulaştı.*Alınan dış borçların yüzde 50’sinden fazlası son beş yıl içinde alındı.

*Son 27 yılda yatırım harcamalarının toplamı toplam borçlanmanın yüzde 10’unun bile altında kalırken, topladığımız toplam verginin yüzde 15’inin altında kaldı.

*1999-2007 ikinci ay arasında Türkiye 25 milyar dolara yakın bir yatırım yaparken, 85 milyar dolarlık personel harcaması yaptı. Buna karşılık aynı dönemde sadece iç borcun faizine 189 milyar dolar, dış borcumuzun faizine de 39 milyar dolarlık bir kaynak ayırmak zorunda kaldık.

Sonuç: Girişte bahsettiğim her şeyi yapın ve özellikle “nereye gittiğinizi anlatmaya, sizin için yaratılan hayal dünyadan sizi koparmaya” çalışanlardan da kesinlikle uzak durun... Çocuklarınıza mükemmel bir gelecek bırakıyorsunuz...

Hiç yorum yok:

yazarlar

ads